“`html
İstanbul’dan Ankara’ya “Büyük Öğretmen Yürüyüşü” Gerçekleşti
Özel Sektör Öğretmenleri Sendikası, İstanbul’dan Ankara’ya düzenlediği “Büyük Öğretmen Yürüyüşü” kapsamında, Milli Eğitim Bakanlığı önünde önemli bir basın açıklaması yaptı. Açıklama, sendika MYK üyesi Rabia Atbaş tarafından okundu.
“SESİMİZİ YÜKSELTİYORUZ”
Açıklamada, “Burada yalnızca hak arayışında bulunmuyoruz; eğitim mesleğinin onurunu, toplumun geleceğini ve yıllarca gasp edilen emeklerimizin karşılığını alma mücadelesi veriyoruz” denildi. Şöyle devam edildi:
“Bizler, özel sektörde görev yapan öğretmenler olarak, bu ülkenin çocuklarını sabah karşılayan ve akşam uğurlayan, onlara bilgi, umut, güven ve cesaret aşılayan insanlarız. Ancak aynı zamanda, en çaresiz, en düşük ücretli ve en fazla baskı altında çalışan eğitim emekçileriyiz. Bugün buraya sadece birkaç talep ile gelmedik; yıllardır bastırılan ve görmezden gelinen bir topluluğun sesini yükseltiyoruz. Artık bu sesi hiçbir güç susturamaz. Kolejlerde, kurs ve rehabilitasyon merkezlerinde, vakıf üniversitelerinde çalışan öğretmenler olarak süregelen adaletsizliklere ve eşitsizliklere karşı sesimizi yükseltmeye karar verdik; artık sadece konuşmakla kalmıyor, değişim için yürüyoruz.”
“KURS MERKEZLERİNDE ZORUNLULUKLAR”
Günümüzde özel okul öğretmenleri, haftada 45 saati aşan yoğun iş yükü altında zorluklarla karşılaşıyor. Asgari ücret veya daha düşük maaşlarla çalıştırılmakta, belirsiz süreli sözleşmelerle tehdit edilmekte ve sendikal faaliyetlere katılımları engellenmektedir. Ayrıca, yaz dönemlerinde maaş ödenmemesi amacıyla yıllık sözleşme imzalamaları isteniyor. Kurs merkezlerinde, öğretmenlere zorla istifa dilekçeleri imzalatılmakta ve tam zamanlı çalışanlar, hukuksuz bir şekilde ders saati ücretli gösterilmektedir. Tüm bu uygulamalar, anayasal haklarımızın ihlaline neden olmakta, emeğimiz göz ardı edilmektedir.
“EŞİT HAK, TEMEL İNSAN HAKKIDIR”
Özel okul öğretmenleri ile kamu öğretmenleri arasında maaş, izin ve özlük hakları bakımından büyük bir eşitsizlik mevcuttur. Aynı müfredatı işleyen, aynı hedeflere ulaşmayı amaçlayan bu iki grup arasında adalet sağlanmalıdır. Bizler aynı işi yapıyoruz; aynı çocuklara eğitim veriyor, aynı geleceği inşa ediyoruz. Eşit işe eşit hak, her bireyin en temel hakkıdır.
“Biz öğretmenlerin her eğitim-öğretim yılı başında ‘Sözleşmem yenilenecek mi?’ kaygısı taşımadan işlerine güvenle odaklanmalarını istiyoruz.”
Taban maaş uygulaması bir an önce hayata geçirilmeli ve 2014 yılında elimizden alınan haklarımız geri verilmelidir. Özel sektör öğretmenleri, artık yoksulluğa ve patronların keyfi kararlarına mahkûm edilmemelidir. Eğitim emeği, ucuz iş gücü değildir. Belirsiz süreli sözleşmeler kalıcı istihdam biçimi haline gelmelidir. Öğretmenlik, süreklilik gerektiren bir meslek olup, özel sektörde çalışan çoğu öğretmen her yıl istifaya zorlanmakta ve sözleşme yenileme tehdidi ile karşı karşıya kalmaktadır. Bu durum, öğretmenleri susturmayı, hak talep etmelerini engellemeyi ve sürekli bir baskı altında tutmayı hedeflemektedir. Her eğitim-öğretim yılı başladığında, ‘Sözleşmem yenilenecek mi?’ kaygısı taşımadan güvenle çalışmalarını istiyoruz.
“EĞİTİM VE GÜZEL SANATLAR İŞKOLU KURULMALIDIR”
Eğitim ve Güzel Sanatlar İşkolu oluşturulmalıdır. Bugün özel sektörde çalışma yürüten öğretmenler, mevcut işkolunda yer alıyor ve bu durum, grev ve toplu iş sözleşmesi haklarından yoksun kalmalarına neden olmaktadır. Yeni bir işkolu oluşturulmalı ve öğretmenlerin grev hakkı başta olmak üzere tüm sendikal hakları güvence altına alınmalıdır. Özlük haklarında kamu-özel ayrımı son bulmalıdır. Aynı müfredatı uygulayan öğretmenler, farklı şartlar altında çalışmamalıdır. Birimiz güvenceli, diğeri güvencesiz olamaz; eşit işe eşit hak ilkesi derhal uygulanmalıdır.
“TBMM KOMİSYONU HIZLA TOPLANMALIDIR”
TBMM Milli Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonu’na çağrımızı iletiyoruz. Artık sorunlarımız göz ardı edilemez. Bizler yalnızca bir meslek grubunun değil, bu ülkenin eğitim geleceğinin taleplerini dile getiriyoruz. Eğitim sisteminin taşıyıcıları olan öğretmenler ayakta duramazken, hiçbir reform veya program başarıya ulaşamaz. Bu nedenle Komisyon derhal toplanmalı, özel sektör öğretmenlerinin sorunlarını ele almalı ve çözüm için acil adımlar atmalıdır.
“EĞİTİMDE HAK İHLALLERİ BÜYÜYOR”
Çalmadık kapı bırakmadık. Meclis’ten Bakanlık’a kadar bütün yetkililerle sorunlarımızı paylaştık. Ancak aradan geçen zaman, öğretmenlerin sorunlarının büyüdüğünü gösteriyor. Bu yıl bir eğitim-öğretim dönemi daha geçtikten sonra sabrımız kalmadığını herkese açıkça ifade ediyoruz. Sayın Bakan’ın özelleştirme taleplerine karşılık, yüz binlerce öğretmen artık bu koşullar altında çalışmayı kabul edememektedir. Tüm yetkilileri sorumluluk almaya ve öğretmenlerin haklarını savunmaya çağırıyoruz.
“AÇIK BİR HAK İHLALİ SÖZ KONUSU”
Eyleme CHP Genel Başkan Yardımcısı Suat Özçağdaş’ın yanı sıra Kütahya Milletvekili Ali Fazıl Kasap ve Kocaeli Milletvekili Harun Özgür Yıldızlı da katıldı. Özçağdaş, basın açıklamasında şunları belirtti:
“Bizi izleyen herkes, 9 ya da 10 ay maaş alarak, ardından 2 ya da 3 ay boyunca işsiz kalmayı aklından bile geçiremiyor. Ancak mevcut düzen, öğretmenleri açlık ve güvencesizlikle karşı karşıya bırakıyor. Geçtiğimiz yıl Öğretmenlik Meslek Kanunu’nu konuşmak üzere Meclis’te toplandık. Özel sektör öğretmenleri sorunlarını bu komisyonda dile getirdiler. Ancak ne yazık ki, aradan geçen bir yılda sorunlarımızla ilgili hiçbir adım atılmadı. Bir öğretmen, neden farklı koşullarda çalışmak zorunda kalsın? Bu durum, açık bir hak ihlalidir.”
“`