Gazze’deki ‘haydutlar ve iş birlikçiler’ kim? Uzmanlar Tel Aviv destekli çetelerin amaçlarını Hurriyet.com.tr’ye anlattı: ‘İsrail bunu hep yapıyor’

İki yıldır devam eden savaşa nokta koyacağı umulan ateşkes anlaşmasının yürürlüğe girmesinin ardından, İsrail’in Gazze’ye yönelik hava saldırıları durdurulurken, İsrail’le Hamas arasında esir ve tutuklu takasları da hayata geçirildi.

Ancak Gazze’de silahlar henüz susmuş değil. Hamas ile bölgede faaliyet gösteren bazı silahlı çeteler arasında yaşanan çatışmalar tansiyonu yükseltiyor. Hamas’tan yapılan son açıklamada, “Gazze’yi haydutlardan ve iş birlikçilerden temizlemek için 7.000 savaşçının görevlendirildiği” vurgulandı.

Gazze İçişleri Bakanlığı, hafta sonu silahlı Doghmush (Dogmuş) aşiretiyle Hamas güvenlik güçleri arasında yaşanan çatışmalarda, 8’i Hamas üyesi en az 27 kişi öldüğünü duyurdu. Hayatını kaybedenlerden biri de Gazze Şehri’nin Sabra mahallesindeki çatışmaları takip eden 28 yaşındaki Filistinli gazeteci Salih el Caferavi’ydi.

Peki Hamas’ın açıklamasında kastedilen “haydutlar ve iş birlikçiler” kim? Gazze’de şu an nasıl bir yapıdan bahsediyoruz? Hangi grup ve aşiretler öne çıkıyor? Bunların hangileri İsrail destekli? İsrail bu grupları destekleyerek neyi amaçlıyor?

Strateji Uzmanı İbrahim Keleş ve Güvenlik Uzmanı Mitat Ferhat Dur’un analizleriyle bu sorulara yanıt aradık…

PAZAR GÜNKÜ ÇATIŞMALARDA DOGHMUSH ÖNE ÇIKTI

Şu an en dikkat çeken grup, pazar günü Hamas ile çatışan Doghmush aşireti.

Al Jazeera’nın aktardığına göre, Doghmush aşiretinin üyeleri Gazze’deki farklı siyasi fraksiyonların parçası. Aşiretin reisi olan Momtaz (Mumtaz) Doghmush, geçmişte DEAŞ’a bağlılığını açıklamasıyla hafızalarda. Doghmush’un, 2006 yılında İsrailli asker Gilad Shalit’in kaçırılmasında önemli rol oynayan Ceyş-ül İslam’la ilişkili olduğu da biliniyor. Ne var ki Momtaz Doghmush, 7 Ekim 2023’te başlayan savaş boyunca çok fazla göz önüne çıkmadı.

Pazar günü yaşanan çatışmaların ardından bazı haberlerde Doghmush aşiretinin İsrail tarafından desteklenen gruplardan biri olduğu öne sürülürken Gazze içinden bazı kaynaklar, bu bağlantıyı reddetti.

Ekim ayının başlarında aşiretin Gazze’deki lideri olan Nizar Doghmush, Los Angeles Times’a yaptığı açıklamada, İsrail ordusunun kendisiyle temasa geçtiğimi ve Gazze Şehri’ndeki bir “insani bölge”nin idaresi destek istediğini belirtmişti.

Bu talebi geri çevirdiğini söyleyen Doghmush, “Ardından İsrail ordusu benim mahallemi bombaladı, işgal etti ve sistematik bir biçimde evleri yıktı” ifadelerini kullanmıştı.

Öte yandan Doghmush ile Hamas arasında bir husumet olduğu ve geçmişte de silahlı çatışmalar yaşandığı biliniyor. İsrail de bölgede Filistinliler arasında tansiyonu yükseltmek için çeşitli grupları finanse edip desteklediğini saklamıyor.

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ise haziran ayında açıklamada, “Güvenlik güçlerinin tavsiyesi üzerine Gazze’de Hamas karşıtı aşiretleri harekete geçirdik. Bunlar İsrail askerlerinin hayatını kurtarıyor” ifadelerini kullanmıştı.

HALK GÜÇLERİ İSRAİL’İN DESTEK VERDİĞİ GRUPLARDAN

Gazze’de İsrail tarafından desteklendiğine kesin gözüyle bakılan silahlı gruplardan biri Halk Güçleri. Halk Güçleri’ne Gazzeli Tarabin Bedevi aşiretine mensup Yaser Ebu Şebab’ın liderlik ediyor ancak Tarabinler geçmişte yaptıkları açıklamalarda Ebu Şebab’ı kınamıştı.

Yaser Ebu Şebab’ın bu fotoğrafı kişisel Facebook sayfasında paylaşılmış

Mondoweiss, Ebu Şebab’ın şu an Refah’ta halen İsrail’in işgali altında olan bölgede olduğuna inanıldığını yazdı.

Daha önce İsrail Hamas’ın Gazze halkına gönderilen yardımları çaldığını iddia etmişti. Ancak daha sonra yardımları yağmalayıp Gazzelilere satmaya çalışanın Halk Güçleri olduğu ortaya çıktı. Hamas ile Halk Güçleri arasında Eylül 2024’ten bu yana defalarca çatışmalar yaşandı.

Dolayısıyla Hamas’ın açıklamasında vurgu yaptığı gruplardan birinin Halk Güçleri olduğu sonucuna varmak mümkün.

EL MECİDE AŞİRETİ DE DİKKAT ÇEKİYOR

İsrail’in desteklediği söylenen bir diğer grup da kendini Terörle Mücadele Darbe Gücü (CSF) olarak tanımlıyor. Bu gruba El Mecide aşiretinden Husam el Estel liderlik ediyor. İsrail basını, ekim ayı başlarında El Estel’in adamları ile Hamas arasında çatışmalar olduğunu aktarmıştı.

El Estel, geçmişte Filistin Yönetimi güvenlik güçleri bünyesinde rütbeli bir askerdi ancak 1990’lı yıllarda hem Filistin Yönetimi tarafından hem de Hamas tarafından İsrail’le iş birliği yapmakla suçlandı.

Ebu Şebab komutasındaki Halk Güçleri’nin bu fotoğrafı da aynı Facebook sayfasından

İsrail basını El Estel’in, Ebu Şebab’ın komutasındaki grubun bir parçası olduğunu ve Halk Güçleri’nin lideriyle eş güdümlü hareket ettiğini de yazdı.

İddialara göre, El Estel, Gazze’nin güneyinde bulunan Han Yunus vilayetinde bulunan Kizan en Neccar isimli köyü denetimi altında tutuyor. Grubun geçtiğimiz aylarda Han Yunus’ta Hamas’la kanlı çatışmalara girdiği de eldeki bilgiler arasında.

Öte yandan İsrail’de İngilizce yayın yapan haber sitesi Ynet, El Estel’in kendisini “Hamas iktidarı karşısında bir kurtarıcı” olarak konumlandırdığını, Filistinlilere güvenlik vadettiğini ve “Gazze’de direnişin Hamas’ın sonunu getireceğini” söylediğini bildirmişti.

Ancak El Mecide aşiretinin lideri, İsrail desteğiyle ilgili iddiaları reddediyor. Hatta aşiretten pazartesi günü yapılan açıklamada, Hamas’ın Gazze’de kanun ve nizamı yerleştirme hamlelerine tam destek verildiği belirtildi.

HELLİS, ŞECAYA’DA ETKİLİ

Hamas’a muhalif bir diğer aşiret de Hellis. Hellis’e bağlı silahlı çeteler, Gazze Şehri’nin dışındaki Şecaya banliyösünde faaliyet gösteriyor.

Grubun lideri Rami Hellis, bir başka yerel aşiret lideri olan Ahmed Cundiye’nin de desteğiyle halen İsrail ordusunun işgali altında olan Şecaya bölgesini kontrol altına aldı.

Çete üyeleri ile Hamas arasında, Hamas’ın Gazze Şeridi’nin kontrolünü ele geçirdiği 2007’den bu yana çok sayıda çatışma yaşandı. Hellis’in siyasi olarak, Hamas’ın devirdiği ve halihazırda Batı Şeria’yı yöneten El Fetih Partisi’ne yakın olduğu biliniyor.

Hellis’in halen İsrail’in işgali altındaki bölgelerde faaliyet göstermesi, bu grubun da Tel Aviv tarafından desteklendiği görüşünü güçlendiriyor ancak bu konuda elde kesin bir delil henüz yok.

Gazze’de güvenlikten Hamas’ın askeri kanadı İzzeddin Kassam Tugayları sorumlu

BAĞLANTILARI VE ORTAK NOKTALARI NE?

Peki bu parçalı yapının geneline baktığımızda nasıl bir tablo ile karşılaşıyoruz?

Güvenlik Uzmanı Mitat Ferhat Dur, Hurriyet.com.tr’ye yaptığı değerlendirmede, söz konusu çetelerin son yıllarda siyaseten Hamas ile birleşmeyen ancak düşmana karşı Gazze direnişi içerisinde görünen gruplarla karşılaştırılmaması gerektiğini belirterek “Doğrudan Hamas’a karşı İsrail’in desteklediği veya özellikle Refah kapılarında kaçakçılık yapanlardan devşirdiği birtakım çetelerden bahsediyoruz. Örneğin Ebu Şebab ve grubu bu şekilde kaçakçılık işleri ile sadece Gazze’de değil Sina Çölü’nde de El Kaide bağlantılı grupların kaçakçılık işlerini yapıyordu. Bu grup 7 Ekim 2023’ten sonra İsrail ile birlikte hareket etmeye Gazze de iç karışıklık çıkarmaya çalıştı” dedi.

Strateji Uzmanı İbrahim Keleş ise “Bu çetelerin bağlantısı İsrail, ortak özellikleri de uyuşturucu işi” dedi ve ekledi: “İsrail’in Gazze’de on yıllardır uyuşturucu ticareti yapma ve orada yaşayanları uyuşturucuya alıştırma yolunu izlediğini biliyoruz. Hatta gönderilen yardım kolilerindeki unlarının içine uyuşturucu madde karıştırıldığına dair haberler de geçmişte gündeme gelmişti. Örneğin Ebu Şebab’ın başında olduğu örgütün uyuşturucu ticareti yaptığı tespit edilmiş.

AMAÇ GAZZE’DE GÜVENLİK HİSSİNİ ORTADAN KALDIRMAK

İsrail’in yöntemlerinden birinin literatürde “proxy war” olarak geçen “kendin devreye girmiyorsan vekillerinle ortalığı karıştır” olduğunun da altını çizen Keleş, “İsrail bunu hep yapıyor. Mesela Suriye’de Dürzi grupların, Nusayri grupların ve SDG’nin İsrail’le bağlantılarına rastlıyoruz. İsrail ya bizzat silahlı güçlerini kullanıyor ya da kendisiyle alakası yokmuş gibi görünen vekil güçlerini kullanıyor. Burada iki tarafın da karşılıklı çıkarı var. Hem uyuşturucu ticaretlerini yapıyorlar hem de kendilerine bu alanı açan İsrail’in maşalığını yapıyorlar” ifadelerini kullandı.

Ateşkesin sağlanmasından ve İsrail güçlerinin sarı hatta kadar geri çekilmesinin başlamasından bugüne geçen sürede İsrail adına hareket eden çetelerin defalarca Gazzeli sivillere saldırdığını da sözlerine ekleyen Keleş, “Oradaki insanlara saldırarak halk nezdinde burada can güvenliği olmadığı hissini yaratmak istiyorlar. Gazze’de güvenliği sağlamaya çalışan Hamas ve İzzeddin Kassam Tugayları. Bunlar İsrail’in hava saldırıları nedeniyle tünellerdeler. Bu durum bir güvenlik boşluğu doğuruyor. Ateşkesin üzerinden geçen birkaç günde, çeteler 44 Filistinli Gazzeliyi şehit etti. En son pazar günü Gazzeli bir gazeteciyi şehit ettiler. Bunları başka bir motivasyonla yaptıklarını söyleyemeyiz” diye konuştu.

İsrail ile Hamas arasında mart ayında varılan ateşkeste de İsrail güçlerinin başlıca hedefleri Gazze İçişleri Bakanlığı’na bağlı polis ve kolluk kuvvetleri olmuştu. Bu grupların sistematik bir biçimde hedef alınmasının amacı bir güç boşluğu yaratarak bölgede kaos havası oluşturmaktı.

Dur da “Ateşkes anlaşması için müzakereler devam ederken Hamas’ın silah bırakmasıyla oluşacak boşluktan faydalanmak için önceleri direniş içerisinde çatışma ve halkta kargaşa çıkartmak için kullanılan gruplar, doğrudan Hamas ile savaşmaya sevk edildi. Bu hem müzakerelerde Hamas’ın elini zayıflatmak hem de halk desteğini kırmak için yapılıyor. Desteklenen grupların hangileri olduğunu ise İsrail Ordu Radyosu’nda kimlerin konuşmalarına yer verildiğine ve İsrail medyasında kimlerin desteklendiğine bakarak anlayabiliriz” yorumunu yaptı.

AKILLARDAKİ SORU: BU DEFA FARKLI OLACAK MI?

Keleş, “‘Kim sözünde durur, kim durmaz?’ diye daha önceki ateşkeslere baktığımızda Hamas’ın sözünde durduğunu, İsrail’in ise ateşkese uyuyor gibi görünse de hakikatte durumun öyle olmadığını görüyoruz. Sene başında da benzer bir durum yaşandı. İsrail esir takasından sonra ateşkesi bozmak için bu çeteleri kullanıyor” dedi ve şöyle devam etti:

Özellikle Savunma Bakanı Yisrael Katz ve Başbakan Netanyahu’nun savaşın bitmediği yönündeki sözlerine bakarak, bu ateşkesi de ihlal edeceklerini düşünüyoruz. Bunun yolunu yapmak için her türlü adımı atacaklardır. Örneğin bu çetelerin saldırılarını Hamas yapmış gibi gösterebilirler. İsrail sarı hattan deniz tarafına doğru adım atmak için elinden geleni yapacak, bu çeteleri de bir piyon olarak kullanacaktır.

Hamas özellikle imzadan sonra dört rehinenin cenazesini teslim etmekte zorlandı. Hatta Trump Hamas’ı tehdit etti, İsrail bazı tedbirler aldı. Bu ve bunun gibi durumlarda bu çetelerin içeride asayişi bozarak Hamas’ın uğraşlarını zora sokmak istediği görülüyor. İsrail’e zaman ve avantaj kazandırmak için geri çekildiği alanlarda çatışma yaşanması beklenebilir.

Mitat Ferhat Dur

“O MADDELER İVEDİLİKLE HAYATA GEÇİRİLMELİ”

“Gazze’deki güvenlik ortamının çeteler tarafından bozulmasının acilen engellenmesi lazım” uyarısında bulunan Keleş, “Burada 20 maddelik planda yer alan bazı maddeler öne çıkıyor. Gazze’de Filistinlilerden oluşacak bir geçici yönetim kurulması maddesinin ivedilikle hayata geçirilmesi, polis gücü ve asayiş hizmetlerinin sağlanması lazım. Aksi takdirde orada her zaman bu çetelerin yaptığı gibi barışı sabote etme adımlarını göreceğiz” dedi.

Keleş sözlerini, “Öte yandan 20 madde arasında görev gücünün kurulması da var. O görev gücünün de özelikle İsrail’in doğruda müdahalelerine karşı caydırıcı olması için en kısa sürede bölgede konuşlandırılması gerekiyor” diye noktaladı.

Dur da benzer noktalara dikkat çekerek, “İnsani yardımların girişi ve dağıtımında sorunlar yaşanması muhtemeldir. İnşa süreci daha sonra olacağından o vakte kadar çözüm bulunması gerekir. Uluslararası kuruluşların bu yardım faaliyetlerini yönetmesi ve güvenliğin sağlanması gerekir. Bunun için de çok uluslu istikrar gücünün kurulması ve faaliyetleri yönetip koruması şart” uyarısında bulundu.

ABD Başkanı Donald Trump, pazartesi günü Arjantin Devlet Başkanı Javier Milei ile Beyaz Saray’da yaptığı görüşmede basın mensuplarının Gazze gündemine ilişkin sorularını yanıtladı. Hamas’ın Gazze’deki bazı çeteleri ortadan kaldırdığı yönündeki iddialara da değinen Trump, bu konunun kendisini rahatsız etmediğini söyledi. Trump, “Başlangıçta, çok kötü birkaç çeteyi ortadan kaldırmaları gerekiyordu. Onları ortadan kaldırdılar, birçok çete üyesini öldürdüler ve dürüst olmak gerekirse bu beni pek rahatsız etmedi. Bu sorun değil” diye konuştu.

Fotoğraflar: AP, AFP ve Facebook

Author: can tok

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir